6 Eylül 2010 Pazartesi

Kay, kay nereye kadar?


Biliyorsunuz spor konusunda henüz Balkan milletlerini bile yakalayabilmiş değiliz. Güreş, cirit gibi ata sporlarımız dışında son bir kaç yıldır futbol, basketbol, atletizm gibi dallarda belli bir aşama kaydettik. Ama biraz tesis, profesyonellik ve para gerektiren konularda yine yerimizde sayıyoruz.

Bakın ülkemizi uluslararası yarışmalarda temsil eden Tuğba Karademir de pes etti. Sebep sponsorsuzluk, gelecek korkusu, motivasyon kaybı... Türkiye Buz Pateni Federasyonu Asbaşkanı hemen bir yorum patlattı:
"Biz onu yeterince destekledik, bari pateni bırakmadan Erzurum Kış Oyunları'na katılsaydı..."

İşte spora bakış açımız bu kuzular! Kız burda yeteri ilgiyi, profesyonelliği bulamadığı için ailesiyle Kanada'ya taşınmış, yıllardır harcamalarını cebinden karşılıyor ve Kanada'nın tüm ısrarlarına rağmen Türkiye'yi temsil ediyor. Aldığı karşılığa bak!

Zaten bir kaç yıl önce Ankara'da gençlerin kaydığı, antreman yaptığı salon hakkında şöyle bir haber çıkmıştı da çok gülmüştüm: "Paten salonunun buzu, elektrik faturaları zamanında ödenmediği için eridi. Her yer su içinde kaldı." İyi bari bir de için balık yüzdürün tam olsun!

Parkelerde yün çoraplarla kaymaya çalışıp, "katerina vitleri" ağzı açık izlemiş bir neslin çocukları olarak en azından kafa karışıklığımızı giderdik. "Bizden neden Mao Asada'lar, Yuna Kim'ler, Plushenko'lar çıkmıyor" diye düşünüyorduk. Artık neden çıkmadığını biliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder