23 Mart 2012 Cuma

İçimdeki iPhone aşkı bambaşka!

Olay yaklaşık 9 ay önce sevgili ablam Zuzu'nun ikimize birer iPhone4 almasıyla başladı sevgili dostlar. Apple markasına hayran bir vatandaş olarak pek berhudar olduğum bu hadise nerdeyse yaşantımı değiştirdi. Tam bir iPhone tutkunu olup çıktım. Sanki hayatımda hep bu oyuncak vardı.facebook'u, maili, türlü türlü eklentileri derken iş zıvanadan iyice çıktı.

PS2 oyunları manyağı biri olarak app store'dan oyun indirmeye başladım. Kültür sanat eğrimde hızlı bir düşüş kaydedildi. Çünkü onun bunun skorunu geçicem diye hırslanıp duruyorum. Bir cinayet işlesem iPhone DNA kaynağı resmen. Parmaklaya parmaklaya ne jelatinler mevta oldu anlatamam.


Lost City'den sonra şimdi Temple Run isimli güzide oyuna taktım kafayı.Oyunun kahramanı deli dana gibi koşup duruyor. Sizde peşinizdeki evrim geçirmiş penguenimsi kuşlardan kaçıp, ağaç dallarından atlayıp, türlü tehlikeleri atlatıp puan almaya çalışıyorsunuz. Şimdi böyle anlatınca pek bir yavan geldi di mi? Ama işin aslı öyle diil. Hani rüyalar vardır hissedilir, anlatılmaz ya. Bu oyun da böyle işte. Bir bağımlılık yaratıyor, günde 50 doz damardan almayınca rahatlayamıyorsunuz. Şarj bitene kadar devam. Napıcam bilmiyorum. Evde üstüste yığılmış bir sürü kitap bana, ben de iPhone'a bakıyorum. Steve Jobs kurtar beni!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder