6 Ağustos 2010 Cuma

Bir Marla vardır bende, benden içeru!

Her şey bir kaç ay önce başladı!
Elini bir kez bilgisayar klavyesine değdirmemiş olan annem, üşenmedi, erinmedi gitti bilgisayar aldı ve üstüne de internet bağlattı. Bunca yıl geri kaldığı bir ortamda arayı kapatmak için de sanal dünyaya hızlı bir dalış yaptı. Yalnız bu çabaları son zamanlarda sık sık error vermeye başladı. Çünkü kendisi, sistemin mantığını anlamaktan ziyade, işine yarayacak şeyleri basitçe lüpletip işi halletmek derdinde.

Zaman zaman blogumu izliyor, yazılarımı okuyor falan. Geçenlerde aradı. "Sen ne içiyorsun öyle kızım" dedi. Afalladım, elimdeki su bardağına baktım boş boş. Suç üstü yakalanmış bir çocuk gibi telaşlandım. "Ne içiyormuşum dedim?". Biraz üsteleyince hadiseyi kavradım.

Annem blog profilindeki Marla Singer fotoğrafını ben sanmış. Ne şuh, ne keş, ne marakeş bir poz o öyle! Fotoğraftakinin ben olmadığımı anlatırken, bir düzine deve Taklamakan çöllerinde hendek atlamıştır herhalde!

Hayır onore olmadığım değil, en sevdiğim film karakterlerinden birine benzetilmek hoş. Sarkastik, ikinci el müptelası, bağımlı, hastalık hastası, muzip ve dengesiz Marla canımız ciğerimiz o ayrı da. Sigarayı bırakmış biri olarak böylesi bol dumanlı bir iftirayı kolay yemek de mümkün değil!

Annecim bak, ispatı! Sayın E.Norton'un muhterem hanımı, Tyler Durden'ın fantezik zevcesi, dövüş klübünün prensesi, big bang'in canlı tanığı... Karşınızda Marla Singer!

2 yorum:

  1. Blogunu baya bi karıstırdım. Epeyce bi yazı hatmettim. Annen de Marla'cıgıma benzetmiş seni. Diyeceğim o ki üç vakte kadar talibinim haberin ola :)

    YanıtlaSil