25 Haziran 2010 Cuma

Saç fetişisti oldum sonunda!

Tamam şampuan reklamlarındaki gibi ahenkle dans etmesin de, varsın düzgün otursun o da yok! Evet kendi saçlarımdan bahsediyorum, daha doğrusu size şikayet ediyorum. Bir kaç senedir iyice kimliğini yitiren, telleri arasında ayrılıkçı gruplar barındıran, adeta kendi saltanatını kuran kafamdaki şeylerden bıktım!

Kıvırcık desen değil, dalgalı değil, düz zaten değil! Bir tarafı nemli, bir tarafı kuru. Kabarmaya yer arar. İki gün üstüste topla sonra başının üstünde hain bir brokoli bulutuyla gez dolaş!

Şöyle ince telli, yumuşak, sakin, söz dinleyen saçlar istiyorum. Güneşin altında renk renk parlayan, dağılan, uçuşan saçlar istiyorum! Hiç bir şey yapmadan da kendiliğinden bir stil sahibi olacak saçlara acilen ihtiyacım var.

Konu önemsiz demeyin. Yüzün ifadesini veren çerçeveden bahsediyoruz nihayetinde. Artık bu saç özleminden yolda gördüğüm güzel saçlı kadınlara bakmaya başladım. Hele o Bomonti arkasında gördüğüm Renoir tablolarından fırlamış figürü ise hala unutamam. Sevgili dostum Güliz'e göreyse düz saç sıkıcıymış, iyi de bu da fazla eğlenceli. İnsan ara sıra dinlenmek istiyor.

Katlı kesim olmuyor, gölge balyaj durmuyor, kimse beni böyle yormuyor, yandım allah ben bu saçlardan!

1 yorum:

  1. Hande benden tavsiye saclarını topla ve o güzel boynunu ortada bırak :)

    YanıtlaSil